ŞİFA KAYNAĞI BAL
"Rabbin bal
arısına şöyle vahyetti 'Dağlardan, ağaçlardan ve kurdukları çardaklardan'
evler edin. Sonra meyvelerin her türünden ye ve Rabbi'nin yollarında
boyun eğerek yürü!..' Onların karınlarından türlü renklerde şerbetler
çıkar, ondan insanlar İçin şifa vardır. Elbette bunda düşünen bir kavim için
büyük bir ibret vardır."
Balın bir ilaç
olarak faydası, Peygamber Efendimizin (asm) hadislerinde de nakledilmiştir.
Bunlardan bazıları:
Ebu Hureyre'den
nakledilen bir hadiste Allah'ın Resulü (asm) şöyle buyurdu;
"Kim her ayda
üç sabah bal yerse ona büyük bir bela-dert isabet etmez." (İbn Kesir
Tefsiri)
Cabir'den
nakledilen bir hadiste de Peygamber Efendimizin (asm) şöyle buyurmaktadır:
"Sizin
ilaçlarınızdan herhangi birinde fayda varsa şunlardır: Hacamat yaptırmakta
veya bal içmekte, yahut hastalığa denk gelen ateşle yakmak; fakat ben ateşle
dağlamaktan hoşlanmıyorum." (Tâc, III/180)
Nebevi tıb'da,
birçok ağır hastalıklarda balın büyük faydaları olduğu tespit edilmiştir. Bu
da Kur'an'ı ve Peygamber hadislerini doğrulamaktadır. (bk. İzzet Derveze,
et-tefsiru’l-hadis, 4)
Sağık Bakımından
Bal:
Eskiden beri
hekimlikte hem iyi bir besin, hem de ilâç olarak büyük değer verilmiştir. Çünkü
bal şeker bakımından çok zengindir. % 70-78'i şeker, ancak % 17-20'si sudur.
İçinde ayrıca çeşitli çiçeklerden alınmış güzel kokulu reçineler, madensel
tuzlar, azotlu maddeler vardır. 100 gram balda 325 kalori mevcuttur. Ayrıca
balda vitamin de vardır. Daha çok A vitamini bulunur. Önemli vitaminlerden B
kompleksi vitaminleri ile C vitamini de vardır. Ancak C vitamininin miktarı
baldan bala değişir.
Baldaki şekerler
glikoz ile levüloz, sindirilmesi kolay şekerlerdir. Bunlar vücudumuz için en
mükemmel bir güç ve kuvvet kaynağı olur. Bu bakımdan bal, gelişme çağındaki
çocukların, zayıfların, za'fiyet geçirenlerin beslenmesinde önemli bir yer
tutar.
Bir yaşından
küçüklere bal verilmesi önerilmemektedir. Ancak, hekim tavsiye ederse, sütle
karıştırılarak, kabızlık, barsak iltihabı, iskorbüt gibi hastalıklara uğrayan
küçük çocuklara ve vaktinden önce doğanlara da verilebilir.
Balın besin değeri
dışında da birçok faydaları vardır. Eski çağlarda insanlar kimyasal yollarla
ilâç yapmasını henüz bilmezlerken, bala çok daha önem verirlerdi. Ayrıca balın
midedeki on iki parmak bağırsağındaki ülserlere de iyi geldiğini ileri sürenler
olmuştur.
Bal antiseptik
olarak da çok önemli bir maddedir. Yara, ezik, yanık ve sivilcelerin
iyileştirilmesinde baldan faydalanılabilir. Bal bazı el losyonlarında, yüz
kremlerinde de kullanılır.
Ameliyatlardan
sonra hastanın su metabolizmasında meydana gelen bozukluklara bal iyi gelir.
Şerbet halinde verilince hem su kaybını önler, hem de karaciğerin şeker
kazanmasını sağlar.
Ayrıca balın kalp,
damarlar ve sinirler üzerinde yatıştırıcı etkileri de bilinen bir gerçektir. Hatta
bazı hekimler tehlikeli bir karaciğer hastalığı olan sirozun balla iyi
edilebileceğini ileri sürmüşlerdir.
Günümüzde hemen
hemen bütün insanların evinde bal girmektedir. Balın bu kadar yaygın
olması sağlık açısından çok faydası olması ve ülke olarak bal üretimine uygun
bir coğrafya da bulunmamızdır. Arıların 1 gram bal yapabilmek için,
4000’den fazla çiçeği gezdiği düşünülünce, balın ne kadar değerli bir besin
olduğunu görüyoruz.
Başlıca Bal
Çeşitleri şunlardır;
KESTANE BALI: Genel olarak sahil kesimlerinde ve deniz gören
bölgelerde ağırlık olarak kestane ağaçlarının içinde arı kovanlarını koyarak
elde edilmiş olan baldır. Koyu kahve renkli, buruk biraz acı ve kestaneye özgü
tadı ve kokusu olan bu bal, antiseptik özelliğiyle tanınır. Yaklaşık 30 metre
yükseklikte olan dalların çiçeklenme zamanı Haziran ve Temmuz aylarıdır. Bal
arısı kestaneden hem polen hem nektar hem de salgı toplar. Kristalleşmesi
yavaştır, kristalleştiği zaman çok ince granüller oluşturur.
ÇAM BALI: Ülkemizde ege bölgesinde ağırlıklı olarak bulunan sarıçamlardan
elde edilen çam balı Belli dönemlerde çam ağaçlarını salgıladıkları bu
salgı ile arılar bal yapmaktadır. Çam balı arıların çiçek poleninden
değil, Akdeniz ve Ege iklimine mahsus bazı çam ağacı türlerinin gövdesinde bulunan
salgısını kullanarak ürettiği, müstesna bir baldır. Dünyada sadece Türkiye ve
Yunanistan’da bulunur.
AYÇİÇEK BALI: Ayçiçeği; ülkemizin Trakya bölgesinde yoğun
olarak yetiştirilen bir tarım bitkisidir. Ağırlık olarak ayçicek tarlaların
bulunduğu yerlere arı kovanlarını koyulması sonucu buradan sağımı yapılan
ballar ayçicek balı olmaktadır. Ayçiçeği balı kovandan alındığında altın sarısı
rengindedir, kendine özgü bir tadı vardır. Bu bal çok çabuk kristalize olur
(şekerlenir). Ucuz ve kolay elde edilen bir bal olduğu için genellikle arıcılar
tarafından kovanlarda kış yiyeceği (arı keki) olarak kullanılır. Balcılık sanayisinde
çiçek balı ile karıştırılıp satılması, helva işleminde kullanıldığı
bilinmektedir.
NARENCİYE BALI: Bu balı arıcılarımız genel olarak limon,
mandalina ve portakal bahçelerinde bulunan ağaçların çiçeklerindeki
nektarlardan elde edilen baldır. Genel olarak ülkemizde bu şekilde bal Akdeniz
tarafında yapılmaktadır. Narenciye Balı; berrak görünüm ve kendine özgü
narenciye çiçeği kokusuna sahiptir. Narenciye çiçeklerini damağınızda
hissettirecek, ferahlatıcı ve narenciye çiçeğinin yoğun aromasına sahiptir.
Tatlılığı ve tat kalıcılığı yüksek, akışkan ve ağızda hızlıca dağılabilen bir
dokusu vardır.
KEKİ BALI: Ülkemizde kekik bitkisi yüksek yaylaların dağlarında çıkmaktadır.
Bu balın üretim alanı olarak genel yüksek rakımlı yerlerde
yapılmaktadır. Yüksek yerlerde ve yaylalarda kekik balı üretimi oldukça
kolay yapılır. Kokusu ve tadı özelliğiyle diğer ballara göre daha
etkilidir. Bağırsak ve mide rahatsızlıklarına karşı son derece faydalıdır. Bu
balı bulmak için biraz yüksek köy yaylarına doğru gitmemiz
gerekiyor. Soğuk algınlığı, öksürük, bronşit, zatürre, astım, egzama, mide
hastalığı olanlara özellikle tavsiye edilen bir baldır. Ülkemizde en fazla
yetiştiği yerler Çankırı, Ankara, Kastamonu, Trabzon, Amasya, Bolu, Kütahya
şehirleridir. Kekik bitkisinin çiçeklenmesi Mayıs ayından Ağustosun sonuna
kadar sürer. Kekik balının enzim içeriği oldukça zengindir. Balın rengi ise,
açık altın sarısı tonundadır.
ANZER BALI: Muhtemelen anzer balı duymayan kalmamıştır. Rize ilinin İkizdere
ilçesinde bulunan Anzer yaylasında üretilmektedir. Bu yörenin isminin bilindik
ve yaygın olması, yöredeki çiçek çeşidinin dünyanın hiçbir yerinden olmayan
çiçek çeşidin aynı yerde bulunmasıdır. Çok farklı ve karışık çiçek örtüsüne
sahip olması yörenin meşhur olmasına vesile olmuştur. Anzer’de ağaç
yetişmemektedir bu yüzden Anzer balında sadece Anzer yaylasında yetişen endemik
çiçeklerin polenleri bulunmalıdır aksi takdirde gerçek anzer balı
değildir. Özellikle çabuk enerjiye dönüşen hazır bir gıda olması
nedeniyle, yüzme, dağcılık, atletizm, basketbol, futbol, halter, bisiklet
yarışı gibi sporlarla meşgul olan kimselere güç vermek ve yorgunluklarını
hafifletmek içinde kullanılabilir.
KARAKOVAN BALI: Eski usul ilkel kovanlardan üretilen baldır.
Arıların kendi mum salgıları ile ürettiği doğal ve güzel bir baldır. Normal
balı yerken herhangi bir şekilde ağızda kalma olayı olmaz. Son zamanlarda artık
kara kovan balı olarak kasnaklarda normal fenni kovanlarda da üretimi
yapılmaktadır.
KAYNAK: Sorularlaislamiyet
Arıcılık.com.tr
0 yorum:
Yorum Gönder