Denizlerimizde; 247 türü Karadeniz’de, 200 türü Marmara
Denizin’ de, 285 türü Akdeniz’de olmak üzere yaklaşık 250 civarında balık türü
yaşamaktadır. Ege ve Akdenizdeki balıkların bir bölümü 1876’ da Süveyş
kanalının açılmasıyla Hint Okyanusundan gelerek kıyılarımıza yerleşmişlerdir.
İçsularımızda ise 26’ sı ekonomik değer taşıyan 192 tür balık yaşamaktadır.
Teknolojinin ilerlemesi, sanayideki yığılmalar ve nüfus
patlamalarının beraberinde getirdiği çarpık yerleşmelerin sebep olduğu deniz
kirlenmesi ve bilinçsiz avlamaların da eklenmesiyle sualtı canlılarının yaşam
alanları ve sisteminde, tehlikeli boyutlarda bozuklukları da beraberinde
getirmiştir. Tüm sulardaki balık miktarlarında azalmalar olmuş, bazı balıklar
yok olma noktasına gelmişlerdir.
Doğayı tehdit eden tek canlı insandır. Doğa insansız yaşar,
fakat insan doğasız yaşayamaz. Doğadaki ekosistemin en önemli kısmını
oluşturan, yer kürenin 2/3 sini kaplayan denizlerdeki canlıların sürekliliğini
ve verimliliğini sağlamak bizlerin görevidir.
BALIK ETLERİNİN
İÇERİĞİ
Balıketleri, diğer et ürünlerine kıyasla daha körpedirler.
Bağlantı dokuları yoktur. Balıklarda kas yapısı, kısa liflerden ve iyi
bağlayıcı dokulardan oluşmaktadır. Bu yapı, etinin kırılgan olmasına neden
olmakta ve kolaylıkla jelatine dönüşebilmesine neden olmaktadır. Bu kısa kas
lifleri ve jelatin, balığa yumuşaklık verir. Onun içindir ki, fazla pişirme
balığın dağılmasına neden olur.
BALIK ETİ’NİN
ÖZELLİKLERİ
Protein içeriği zengin besinler oldukları için “Et Grubu”
besinler arasında yer alırlar, ancak içerdikleri şekerin ve nişastanın az
olması gibi sebeplerle et ürünlerine göre çok daha hızlı sindirilirler. Balık
eti, içerdiği protein miktarı ve protein kalitesi açısından diğer etlere
benzerken; içerdiği bağ doku miktarı açısından bu etlerden büyük farklılık
göstermektedir. Kırmızı et ve kümes hayvanlarının etleri ile
karşılaştırıldığında, balık eti çok daha az miktarda kollojen içerir.Balıklar
diğer etler gibi karbonhidrat içermezler; bu nedenle de balık etinin enerjisi
yağ ve protein içeriklerinden kaynaklanır. Protein miktarı balık türleri
arasında büyük farklılık göstermezken, yağ miktarları arasında büyük
farklılıklar vardır. Bu nedenle balıkların enerji değerleri, bileşimlerinde
bulunan yağ miktarına göre değişir; yağlı balıkların enerji değerleri yağsız
balıklara oranla daha yüksektir.Çocukların gelişimi sırasında gerekli olan
doğru beslenmeyi desteklemek için kullanılan balık yağlarının besleyici özelliği,
et ürünlerine göre daha fazladır. Bu yüzden, küçük yaşlardan itibaren çocuklara
balık ve deniz ürünlerini içeren bir beslenme alışkanlığının kazandırılması
gereklidir.Balık etlerinin yağ içeriği büyük çeşitlilik göstermektedir. Sadece
balık türüne göre değil, aynı balık türü içinde mevsimsel koşullar, beslenme
özellikleri, suyun tuz oranı ve diğer çeşitli faktörler balık etinin içerdiği
yağ miktarını büyük ölçüde değiştirebilmektedir. Bu nedenle balıkların yağ
içerikleri ile ilgili genel bir miktar belirtmek zordur; % 1-14 gibi geniş bir
aralıkta değişebilir. Ancak balıklar aynı miktardaki sığır, domuz, koyun veya
kümes hayvanlarının etleri ile karşılaştırıldığında genellikle daha az miktarda
yağ içerirler ve bu nedenle de genellikle düşük yağlı besinler olarak kabul
edilirler. Her 100 gr balık etinde yağ oranı, %5′in altında ise balık “yağsız”
kabul edilir. Genellikle, beyaz etli balıkların yağ oranları %5′in altında
seyreder. Siyah etli balıklarda yağ oranı fazladır. Etlerinde %5′in üzerinde
yağ barındırırlar. Siyah etli balıklar, Omega-3 yağ asitlerini daha fazla
tutar. Doymamış yağ olan Omega-3′ün EPA ve DH olmak üzere iki çeşidi de,
balıklarda ve deniz ürünlerinde bulunur.Balıklar B grubu vitaminlerinden B1,
B2, B3, B6 ve B12; ve yağda eriyen A ve vitaminlerinin iyi kaynakları olarak
kabul edilirler.
Balık ve diğer deniz ürünleri zengin mineral içerikleri
açısından sağlıklı beslenme modelinde ayrı bir öneme sahiptirler. Çünkü İyot,
Selenyum gibi balık ve diğer deniz ürünlerinde bol miktarda bulunan mineraller,
bu besinlerin dışındaki besinlerin çoğunda çok az miktarlarda bulunurlar. Balık
ve diğer deniz ürünleri iyodun en zengin kaynaklarıdır. Özellikle tuzlu sularda
yaşayan balıklarda fazla miktarda “İyot” bulunur ve balıkların işlenmesi
sırasında uygulanan işlemler de iyot içeriğini artırabilmektedir. Haftada 2
porsiyon balık veya diğer deniz ürünlerinin tüketilmesi ile günlük 100-200 mcg
iyot alınabilir. Bu da 150 mcg olan
olan günlük iyot gereksinimini karşılayabilir.
Aynı durum “Selenyum” için de geçerlidir. Balıkların 100
gramında 12-60 mcg selenyum bulunur. Diğer etler veya tahılların 100
gramlarında 10-12 mcg selenyum bulunduğu düşünülürse, günlük gereksinimiz olan
75 mcg selenyumun karşılanmasında balık ve diğer deniz ürünlerinin önemi daha
iyi anlaşılabilir.
Balıkların bol miktarda içerdikleri mineraller arasında
“Fosfor, Magnezyum ve Çinko” da yer almakta olup bu minerallerin günlük
gereksinmelerinin karşılanmasında balık tüketimi önemlidir.
Balık etindeki “Sodyum Potasyum” oranı 1:2 – 1:10 aralığında
değişir. Bu aralık sağlıklı beslenme açısından oldukça uygundur. Balık
etlerinin Kalsiyum içeriği çok yüksek değildir. Ancak sardalya ve yayın balığı
gibi kemikleri ile birlikte hazırlanan balıklar kalsiyumun iyi kaynakları
olarak kabul edilirler
BALIKLARIN
SINIFLANDIRMASI
Balık ve deniz ürünleri, yaşadıkları çevre (dip, kıyı,
deniz, tatlı su, kültür), yapıları (pullu-pulsuz, yassı-yuvarlık) yağı nerede
depoladıkları gibi çeşitli kriterlere göre sınıflandırılırlar.
Kabuksuzlar sınıfına giren balıklar; Deniz Balıkları ve
Tatlı Su Balıkları olmak üzere 2 gruba ayrılır. Diğer kabuksuzlar da;
Yumuşakçalar olarak Ahtapot, Sübye, Kalamar; Kabuklulular olarak İstakoz,
Midye, Böcek ve Karides olarak sınıflandırılır.
YAŞADIKLARI ÇEVREYE
GÖRE BALIKLAR:
Tatlı Su: İç sularımız ve akarsularda yaşayan alabalık,
sazan, turna, somon, yayın vb. balıklardır. Tatlı su balıkları, deniz
balıklarına oranla daha az lezzetlidir. bunun için, lezzetli oldukları
zamanları bilmek ve ona göre kullanmak gerekir. Örneğin, alabalığı yazın, sazan
ve tatlı su levreğini sonbahar ve kışın tüketmek gerekir.
Çiftlik (kültür veya yetiştirme) Balıkları: Ülkemizde son
zamanlarda denizde, göletlerde veya özel alanlarda balıklar yetiştirilmektedir.
Çipura, levrek, alabalık, somon en çok yetiştirilen balıklardır. Sazan, turna,
mercan, lagos, minekop, kalkan, mersin balığı, karagöz ile karides ve midye de
yetiştirilmeye çalışılmaktadır.
Deniz ürünleri ve özellikle balıklar, sindirilmelerine yani
yağı nerede depoladıklarına göre de sınıflandırılırlar; Beyaz etli balıklar,
Siyah etli balıklar gibi… Pişirirken balığın veya deniz ürününün beyaz, siyah
etli, pullu-pulsuz olması veya fileto alınabilmesi önemlidir.
BEYAZ ETLİ BALIKLAR: Yağlarını karaciğerlerinde depolarlar.
Genellikle yağsız olurlar. Sindirimleri kolaydır.
Alabalık, Akya, Bakalyaro, Barbunya-Tekir, Berlam-Mirlan,
Çipura, Dil, Pisi, Dülger, Levrek, Fener, Gelincik, Mezgit, Kalkan, Karagöz,
Kefal, Kırlangıç, Kupez, Lagos, Lüfer, Mercan, Mırmır, Orfoz, Sinarit-Trança,
Sudak, Turna, Yayın, Karides, Sübye, Ahtapot, Kalamar, İstakoz, Pavurya beyaz
etli balıklardır.
SİYAH ETLİ BALIKLAR: Yağlarını kaslarında depolarlar. Daha
yağlı ve daha lezzetli olmakla birlikte, sindirimleri zordur.
Hamsi, Gümüş, Yılanbalığı, İstavrit, İzmarit, Uskumru,
Kolyoz, Somon, Sardalya, Kılıç Balığı, Alabalık, Palamut, Torik, Tirsi,
Zargana, Sazan ve Yılan balıkları; Midye siyah etlidirler.
PULLU BALIKLAR: Barbunya, Berlam, Çipura, Gümüş, Hamsi,
Hani, Karagöz, Kefal, Kupez, Lipsoz, Mercan, Minekop, Sardalya, Sazan, Somon,
Sudak, Turna, Sinarit, Trança balıkları pulludur.
PULSUZ BALIKLAR: Alabalık, Akya, Bakalyaro, Çinekop, Dil,
Dülger, Gelincik, İstavrit, Kalkan, Kılıç, Kırlangıç, Kofana, Kolyoz, Lahos,
Levrek, Lüfer, Mezgit, Mırlan, Orfoz, Orkinos, Palamut, pisi, Torik
Balık Çeşitleri ve
Pişirme Tarifleri
Balıkta Şeker, karbonhidrat yok denecek kadar azdır. Protein
açısından ise son derece zengindir. Bu özellikleriz nedeniyle son derece
sağlıklı bir yiyecektir. Yüz gram yağlı balık yakla şık 22 gram, yağsız balık
ise 10 gram protein içerir. Balık aynı zamanda proteininden en çok faydalanılan
besin türüdür. İnsan vücudu bu proteinin %93'ün den faydalanır. Bu oran kırmızı
etlerde ve diğer beyaz etlerde çok düşüktür. Balık az karbonhidrat içermesinin
yanı sıra madensel tuzlar ve mineraller açısın dan son derece zengindir, bol
miktarda fosfor, kalsiyum, iyot ve flor içerir. Balık eti A,B1,B2 ve D
vitaminleri açısından da zengindir.
KAYNAK: ET VE SÜT KURUMU
0 yorum:
Yorum Gönder