Soğan, mikroplara karşı koyma gücünü arttırdığından, bir memlekete gelenin önce biraz çiğ soğan yemesi sıhhati için iyidir. Peygamberimiz; “Soğan ve sarımsağı pişmiş olarak yiyiniz.” buyurdu. Çiğ de yenir. Müslümanları rahatsız etmemek için, soğan-sarımsak yeme hususunda camiye giderken dikkatli olmalıdır. Cuma geceleri çiğ soğan-sarımsak yememek dinimizin emirlerindendir.
· Soğan, bedenin savunma sistemini güçlendirir. Halk arasında doğal antibiyotik olarak bilinir. Soğuk algınlığı, öksürük, bronşit ve gastrit gibi enfeksiyon hastalıklarına iyi gelir.
· Kötü kolesterolü ve yüksek tansiyonu düşürür, ama iyi kolesterol düzeyini artırır.
· Kanser riskini azalttığı söylenir.
· Kadın hastalıkları ve kemik erimesine karşı faydaları vardır.
· İdrar söktürücüdür.
· İştah açar.
· Damarları açar, kalbi güçlendirir.
· Prostat hastalığına karşı faydalıdır
· Romatizma ağrılarını giderici özelliğe sahiptir
· Sık sık idrara çıkartarak vücutta bunları ödemeye atılmasını sağlar
· Kan şekerini düşürür
· Kanı temizleyen soğan aynı zamanda karaciğer ve bağırsakları da temizler
· Aşırı zayıflamaya neden olan bağırsak kurtlarının dökülmesini sağlar
Soğan içeriğindeki A, B ve özellikle C vitamini, bol fosfor, iyot, silis, kükürt gibi son derece faydalı vitamin ve maddeler sayesinde tam bir antibiyotiktir. Ağız kokusu sebebiyle soğan çok az tüketilen bir besindir. Halbuki en son yedikten sonra, ağzınıza atacağınız bir parça kuru ekmek veya 3 yaprak maydanoz soğanın kötü kokusunu alacaktır
Soğanın iştahı açıcı özelliği vardır bu sebeple, diyet yapan kişilerin soğandan bir süre uzak durması yerinde bir karar olur. Soğanın içinde bulunan ince zar mide ağrısına sebep olabilir. Bu yüzden soğanın ince zarı ayıklandıktan sonra yenilmesi daha doğru olur.
Arpacık soğan: Zeytinyağlı yemeklerde kullanılabildiği gibi etle beraber yapılan yahnisi daha çok bilinir. Turşusu ve bazı yörelere has mezeleri yapılır.
Kışlık soğan yani kabuğu koyu kahverengi olan kuru soğan: Ülkemizde en yaygın üretilen soğan çeşidi olup kabukları sert içi de sıkı dokuludur. Bilinçli saklandığında bütün kış bozulmadan tüketilebildiği için kışlık soğan olarak bilinir. Diğer türlerine göre daha acıdır. Bütün yemeklerde kullanılabilir.
Sarı soğan: halk arasında beyaz soğan dense de beyaz soğan başka bir türdür Kabuğu daha açık renk olan ve ellediğinizde kuru soğana göre daha yumuşaktır ve içi de daha sulu ve katları daha gevşektir. Daha çok yazlık soğan diye bilinir ve kış şartlarında çabuk bozulabilir. Tatlı bir soğan türüdür, salata ve yemeklerde tüketilir. Tatlı olması tercih sebebi olmasına rağmen kavrulmaya gelmediği ve kolayca su saldığı için bazı yemeklerde özellikle de zeytinyağlı dolmalarda kullanılmaz.
Kırmızı soğan: Kabuğu mor olan bu tatlı soğan türünü genellikle salata ve mezelerde çiğ olarak kullanırız. Bu soğanda kışlık soğana göre daha suludur. Ağustos sonundan itibaren mutfağımıza girer ve ancak çok iyi korunursa kışı geçirebilir.
Beyaz Soğan: Kışa dayanıklı, sert ve sulu bir tür olup, diğerlerine oranla daha pahalıdır. Yemeklerde kullanıldığı gibi şifa için de tüketilir.
Kışlık kuru soğanı serin ve rutubetsiz bir yerde 2 ay kadar saklayabiliriz. Rutubetli ortamlarda soğanlar çabucak filizlenir.
En iyi saklama koşulu file içinde, hava akımı olan uygun bir yere asarak saklamaktır. Soğanla patatesi yan yana tutmak da doğru değildir. Soğan patatesin neminden dolayı daha çabuk filizlenebilir.Soğan kavururken yanmaması için kısık ateşte kavurmak ve acele etmemek gerekir.Kestiğimiz soğanın yarısını saklamak için kesik tarafına hafifçe tereyağı sürmekte yarar var.Soğan ayıklarken gözlerinizin yanmaması için su dolu bir kabın içerisinde ayıklamak veya ağzımızda su bulundurmak önerilebilir.